Otomotiv markaları için küresel çapta orijinal ekipman kalitesinde çözümler sunan Delphi, İzmir’deki fabrikasıyla dünya standartlarında ürünler geliştirmeye devam ediyor. 2023 yılı itibarıyla PHINIA adıyla faaliyetlerini sürdüren firmanın çatısı altında yakıt enjeksiyon sistemleri, satış sonrası çözümler ve bileşenler sağlayıcısı olarak sektörde 100 yılı aşkın tecrübesiyle öne çıkan Delphi markasının yanı sıra ağır araç araçlara marş motorları ve alternatörler üreten Delco Remy ve dizel enjeksiyon sistemleri kontrol cihazları üreten Hartridge markaları bulunuyor.
Satış sonrasında amiral gemisi Delphi markası olan şirket 20 ülkedeki 44 noktada, ortalama 13 bin çalışanıyla hizmet veriyor. Türkiye satış sonrası pazarına en kapsamlı portföylerden birini sunan Delphi, firmanın dünyadaki en büyük üretim tesislerinden önde gelen İzmir’deki fabrikasında uçtan uca OE seviyesinde çözümler sunuyor.
Motor1.com
Delphi 350 bar GDi Sistemi
Şirket bununla birlikte otomotiv endüstrisi için hem bugün hem de yarının teknolojileri için stratejik olarak hazır ve daha temiz, daha performanslı ve herhangi bir güç deposu ile daha da ileriye giden araçlar için geleceğin tahrik sistemlerini sunmayı hedefliyor.
Şirket olarak global anlamda binek vasıta ve ağır vasıtada neredeyse tüm markalara üretim yaptıklarını söyleyen Delphi Satış Sonrası, Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, “Bunlar içinde Stellantis Grubu, Daimler Truck, Ford, Hyundai, Volkswagen, Caterpillar, BMW, General Motors, Volvo ve Dongfeng Motor şeklinde grupları sayabiliriz. ABD, Avrupa ve Asya Pasifik’te fazlaca iyi bir coğrafi dağılımımız var” dedi.
Dizel motorların, satış sonrası pazarında uzun bir süre daha hayatımızda kalacağını ifade eden Reşat Dumanoğlu, şöyleki devam etti:
“Delphi olarak ürün gruplarımız içinde dizelin evrimine uygun kuvvetli bir yanımız var. Şundan dolayı dizelde hepimizin kabul edeceği şeklinde görece olarak binek vasıta tarafınca ağır araç tarafına doğru bir kayış söz mevzusu. Bizim ürün portföyümüze baktığımızda bineğin ağırlığı yüzde 44, ticari vasıta ve öteki OE ile satış sonrasının toplamı ise yüzde 56 seviyesinde.”
Motor1.com
“Gelecek stratejilerimiz doğrultusunda ağır araç ve satış sonrası toplam ağırlığımızı artırma hedefimiz var. Bugün itibarıyla yüzde 56 olan ağırlığı bir taraftan büyümeye devam ederken öteki taraftan da yüzde 70’e çıkarmayı hedefliyoruz. İçinde bunulduğumuz ürün grubu düşünüldüğünde 2023’ten 2030’a hedeflediğimiz gelişme oldukça iddialı.”
“Bu bizim stratejilerimizin mühim bir parçasını oluşturuyor. Bir ihtimal bir bölgede dizel motor kullanımı 30 yıl daha devam edecek, başka bir bölgede 10 yıl sonrasında sonlanacak. Fakat bir gerçek var ki bu süreç ağır vasıtada daha uzun olacak şundan dolayı ağır vasıtanın gereklilikleri dizel yakıt sistemleriyle daha kolay karşılanabiliyor. Ikimiz de bu fikir ile ağır araç kısmında kendimizi daha kuvvetli konumlamaya çalışıyoruz. Doğal olarak bunu yaparken de öteki alanlarda da durmuyor, daha teknolojik, katma kıymeti daha yüksek ürünler geliştirmek için yatırım hayata geçirmeye devam ediyoruz.”
Satış sonrası tarafında sahada gezen tüm araçları dikkate aldıklarını vurgulayan Reşat Dumanoğlu, “Sahada gezen tüm araçlara satış stratejilerimiz doğrultusunda, eski yeni ya da güç deposu ayrımı olmadan ürün sunuyoruz. Mesela hala Murat 131’in ön takımını da satıyoruz, öte taraftan Tesla’nın fren disklerini de satış sonrası pazarına sunmuş durumdayız.
Türkiye’nin vasıta parkı ortalama 28 milyon. Yeni satılan vasıta sayısını senelik 1 milyon olarak değerlendirirsek ve bunun yüzde 5-10’u elektrikli dersek aslına bakarsak yoğunluk gene içten yanmalı motorlarda. Ek olarak bir de bizim görevli olduğumuz Afrika bölgesi var.
Motor1.com
Delphi Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu
Dolayısıyla içten yanmalı motorlara talep fazlaca uzun seneler daha devam edecek diyebiliriz” diye konuştu. Ege Özgür Bölgesi’nde hem binek otomobiller hem de ticari araçlar için dizel motorlarda dünyanın önde gelen common rail teknolojisinin üretim noktası olarak etkinlik gösterdiklerini belirten Reşat Dumanoğlu, “Dünya üstünde Delphi teknolojisini taşıyan araçlardaki rayların mühim bir kısmı Türkiye’de üretiliyor. Vasıta üreticileri, bu fabrikada üretilen ray parçalarımızın müşterileri olurken satış sonrası müşterilerimiz ise dizel ürün gamımızda bulunan öteki enjektör ve onarım parçalarını bizlerden tedarik ediyorlar.
Şirket olarak; fren, ön ekip, klima, ateşleme bobini, motor yönetimi ve yakıt enjeksiyon sistemleri de dahil olmak suretiyle varlıklı satış sonrası ürün gamımız teknisyenlere kaliteli onarım ve bakım parçaları sunuyor. Tüm bu ürünlere ek olarak oldukça başarı göstermiş arıza teşhis ürünlerimiz var.
Bu cihazlar 68 binek, 81 ağır araç vasıta markasının 2500’den fazla modeli ile üretici firmaların izniyle, kontakt kuran ve arıza teşhisi mevzusunda teknisyenlerin işlerini daha verimli yapmasına destek olan cihazlar. Hibrit, elektrikli araçlar ve içten yanmalı motorlara yönelik çözümleri içeren kapsamlı teknoloji portföyümüz, Türkiye satış sonrası pazarında ortaya çıkacak fırsatlardan yararlanacak şekilde konumlandırılmamızı sağlıyor” dedi.
Bugünü yaşarken gelecek için de yatırım hayata geçirmeye devam ettiklerine işaret eden Delphi Satış Sonrası, Türkiye, Kafkasya, Orta Doğu ve Afrika Bölge Direktörü Reşat Dumanoğlu, şunları söylemiş oldu: “Gelecekte dizel teknolojisi farklılaşarak aşama kaydediyor olacak; fakat buna ek olarak hidrojen de gelecek için üçüncü bir alternatif yol olarak gözüküyor ve ikimiz de bu alanda yatırım hayata geçirmeye devam ediyoruz.
“Bu alanda da Avrupalı bir iş makinesi üreticisiyle OE anlaşması yapılmış oldu. Elektrikli araçlar yadsınamaz bir gerçeklik; sadece içten yanmalı motorların devamı da söz mevzusu. Filoların yenileme taleplerini ve mevcut vasıta parkını düşündüğümüzde içten yanmalı motorlara yönelik hidrojen çözümlerinin fazlaca mühim bir yer tutacağını düşünüyoruz.”